3 Ekim 2017 Salı
''Satranç'' kitabı değerlendirmesi
"İnsan olmanın, direnişin öyküsü…"
Arka Kapak Yazısı
New York’tan yola çıkıp Buenos Aires’e giden yolcu gemisindeki varlıklı bir işadamı, aynı gemide bulunan dünya satranç şampiyonunu bir oyuna davet eder. Şampiyon, bir amatör tarafından kendisine yapılan bu daveti küçümsese de, kendisiyle oynanacak her oyunun bir bedeli olduğunu ve bu bedeli ödeyen herkesi memnuniyetle yeneceğini söyleyerek kabul eder.
Satranç masasının çevresi meraklılarla dolmuştur. İşadamı bu satranç üstadının karşısında önceleri bocalar. Ama daha sonra meraklı kalabalığın arasından biri alçak bir sesle, yapması gereken doğru hamleleri ona fısıldamaya başlar.
Sesin sahibi, söylediğine göre yirmi yıldır satranç oynamamıştır. Ama kimsenin tanımadığı bu adam, her nasılsa bir satranç dehasıdır.
Yazar adı : Stefan Zweig
Yayın tarihi : 03.09.2017
Sayfa sayısı : 71
Aslında hakkında pek bir şey söylemeye gerek de olmayan bu kitabı herkesin okuması lazım. Kısa bir hikaye de olsa, farkında olmadan kişiye çok şey katıyor ve yazar hikayeyi akıcı bir şekilde dolu dolu anlatıyor. Kitabı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine almıştım. Güzel olmasını bekliyordum ama kitap benim beklentimin de üstünde çıktı. Evet biraz abartı gibi duruyor ama bu, yazarın hayal gücünün ne kadar geniş olduğunu gösterir bana göre. Bir kişinin imkanları ne kadar sınırlı olursa olsun hiçbir şeyin imkansız olmadığını, insan hücre gibi bir odaya kapatılsa da gördüğü en küçük bir fırsatı değerlendirip, satrancı hayal gücüyle de olsa geliştirip, en iyi oynayacak şekle gelebilmesinin imkansız olmadığını anlatıyor
bize.
Kitabın konusuna gelecek olursak, kitap, bir gün içinde sadece bir yatak, bir dolap, bir leğen bulunan odaya işlediği suçtan dolayı giren ismi kitapta Dr. B. olarak geçen bir adamın hikayesini anlatıyor. Dr. B. , içinde saat dahi olmayan odada artık zihninin tembelleştiğini fark ediyor ve çok sıkılıyor. Bir gün sorgu için gittiği yerden odasına kaçak olarak satranç kitabı getiriyor ve satrancı öğrenmeye başlıyor. Bir süre sonra uykusunda bile kendi kendine zihninde satranç oynadığını fark ediyor ve bu bir saplantı haline geliyor. Dr. B. , cezası bitip odadan çıktıktan sonra seyahat ettiği bir gemide öğrenir ki dünya satranç şampiyonu var. Ne yapıp edip sonunda dünya şampiyonu Czentovic ile maç yapabilir. Kazanan rakibinin bir sonraki hamlesini bildiği için Dr B. olur. İkinci maçta Dr. B. kriz geçirdiği için maç yarıda kalır.
Eğer hala Satranç'ı okumadıysanız inanın çok şey kaçırıyorsunuz. İki gününüzü bile almayacak olan bu kitabı bence hemen alın ve okuyun. İnanın pişman olmayacaksınız. :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder